NÜFUS COĞRAFYASI Nüfus coğrafyası,insanların yeryüzündeki dağılımın tasvirini, toplam nüfusun meydana getiren kütlelerin ve hareketlerin çevreleriyle ilişkileri bakımından (ekoloji) analizini kaplar Coğrafyacının elinde nüfus coğrafyasının analizini yapmak için iki usul vardır.Birinci usulde istatistik bilgilere dayanarak hazırlanan dağılıma haritalarının analizi yapılır.Her çevrede her biri sabit bir insan topluluğunu temsil eden noktaların bulunduğu bu haritalar en keskin ve en doğru bilgiyi elde etmeyi sağlar ve gerçeğin somut görüntüsünü yansıtır.Gerçekten bu haritalarla gözlemci arsında pek az yoruma ihtiyaç vardır.Analizi daha ilerletmek için nüfus yoğunluğu kavramı,yani belirli bir arazideki nüfus ile bu arazinin km2 veya mil2 cinsinden ifade eden yüzeyi arsındaki ilişki hesaba katılır. Böylece ,nüfusun dağılımını etkileyebilecek faktörlerden olan yüzey farkları ortadan kaldırılmış ve farklı büyüklükte arazileri kıyaslama imkanı elde edilmiş olur. Nüfus yoğunluğu haritalarını kullanımı her şeyden önce kabul edilen bir kalıba ve uzlaşmaya göre incelenen toprağa ,nüfusun düzenli olarak dağıldığı kabul edilir. Bu uzlaşma aslında aaafi bir uzlaşmadır. Bu yüzden nüfus yoğunluğu kavramı sık sık tenkide uğrar. Hesaba temel olan yüzeylerin tanımı da uygulama zorluklarını ortaya çıkarır.(Geniş göllerin ve ormanların dahil edilmesi gibi).Hiçbir alan çok küçük olsa bile kesinlikle homojen sayılamaz.Bununla beraber nüfus yoğunluğu kavramında vazgeçmek imkansızdır.Hareket noktası olarak ele alınan alanlar ne kadar sınırlı dolayısıyla da az farklı olursa yanılma ihtimalleri de o kadar azalır. Sonuç olarak diyebiliriz ki nüfus yoğunluklarını incelemenin bilimsel bir değeri vardır. Fakat bu inceleme bizi hiç bir zaman mutlak değerleri göz önünde bulundurmaktan alıkoymamalıdır. Yoğunluk haritaları ekumenenin kesinliği ortaya koyar. Mutlak çöl denilen boş alanların sayısı pek azdır. ama nüfusun km2ye 5 kişiden az olduğu nispi boşluklar (Ekvator ormanı, çöl ve yarı çöl yaygındır). Bazı yerler ise insanların büyük bir kısmının aşırı toplaşma alanlarıdır. Musonlar Asyanın her yerinde kır nüfusu yoğunlukları çok yüksek sayılara ulaşmış km2ye 1000 kişi modern sanayide çok yoğun nüfus toplaşmalarına yol açmıştır. (Avrupanın kuzeyi, ABDnin kuzey batısı) en yüksek sayılar büyük şehir merkezlerinde görülür. Bu şehirlerin merkezlerinde hektar başına ortalama yoğunluk 300 kişinin üstündedir. Büyük blok apartmanların bulunduğu semtlerde bu sayılar daha da artar. Mesken ve iş yeri ayrımı bakımından, bu durumdan, bir gece, birde gündüz için yoğunluk hesaplamak gerekir. Yer yüzünün farklı coğrafi görünümler kazanmasında rol oynayan dünya nüfusu, 20.yyın 2. yarısından daha önce tahmin edilmeyen bir hızla artmıştır. 1800 ile 1930 yılları arasında bir milyar daha eklenmesi 130 yıl geçmesi gerektiği halde, bu gün bir milyar daha eklenmesi için 11 yıl daha yeterli olacaktır. Dünya nüfusu 1960 yılında üç milyar iken bu gün 6,2 milyar sınırını açmıştır. bu veriler dünya nüfusunun hızla arttığını işaret ettiği halde, hiç bir şekilde ne değişen yaşam koşulları hakkında ne de nüfus artışının kaygılanılacak bir sebep mi olduğu hakkında bir bilgi vermemektedir. NÜFUS TARİHİNİN ORTAYA KOYDUĞU OLGULAR Nüfus tarihinin ortaya koyduğu olgular bütün canlı türlerinde olduğu gibi doğum ve ölüm oranına göre hareketlerine;ama aynı zamanda da bütün bu olayları etkileyen ve evliliği ,aile yapısını tanımlayan medeniyete bağlıdır. Açıklama faktörleri ,coğrafi çevrenin sağladığı çağlara göre değişen hayat şartlarındadır. Mesela nüfus değişimlerini açıklamak için kısmen iklim değişikliklerinden de yararlanılmıştır. Geleneksel olarak basın kaynaklarının bolluğu ve azlığı üstünde de durulmuştur. 17yyın sonunda Malthus, insanların besinlerinden hızlı çoğalmasını ,sonunda büyük bir kıtlığa sebep olacağını söylemiştir.